EVİMİZ SATILIRKEN, BABAM SPOR TOTODA 13 TUTTURDU. Çocukluğumda eski evimizde otururken birden bire tokanamızın( mutfak ) yanına bir horoz kesilip inşaat başladı. Bu ev bize yapılmış. Amcamın evinden kendi hissemize düşen yere geçiyorduk, babaannemden kalan arsada.
Çocukluğumda eski evimizde otururken birden bire tokanamızın( mutfak ) yanına bir horoz kesilip inşaat başladı. Bu ev bize yapılmış. Amcamın evinden kendi hissemize düşen yere geçiyorduk, babaannemden kalan arsada. Yeni yapılan tuğlalı 2 oda ve eski tokana bizimdi. Ev yarım yamalak olunca eşyamızı 10 adım taşıdık. Yüklük, sedir filan fena değildi. Ben tokanayı daha çok seviyordum, çünkü duvarları bildiğimiz kara taş. Bizim evin dışı turuncu renkte duruyordu. Tuğlanın üstüne sıva yapılmamıştı.
Annem de halı dokuyarak eve katkı sağlıyordu. Birgün okuldan geldim ki annem bir elinde halı makası ve öteki elinde halı tarağı olduğu halde bir adama yalvarıyor” Gardaşım, bizim evimiz satlık değil,efendim hastalığın zoruyla bunaldığından satlık yazmış.
Adam gelip evi görmek isteyinceye kadar annemin de bu durumdan haberi olmamış. Kağıdı görse ne olacak ki, annemin okuması, yazması yok. Camlı Köşk Kayseri’nin en meşhur kahvesiydi.
Sıvayı da yaptıramıyorum. Bari evi satayım, borcumu vereyim, kalanıyla da spor toto oynayıp tüm dertleri bitirip hayatımızı kurtarayım. Çocuklar büyüyor. ” Tüm komşu erkekler babamla bir odada, kadınlar da annemle öteki odadaydılar. Babam satlık ev yazısını yapıştırmayacağına, evde de kavgayı bitireceğine söz verdi. Komşular da el birliği ile dış cepheye sıva yapmaya söz verdiler. Annem komşularımızın müdahalesiyle evimizi satılmaktan kurtarmıştı.
Mayıs ayındaydık, tüm komşular akşamları sokakta gruplar haline oturup sohbet ediyor ve çay içiyorlardı. Hamur tahtası üstünde taş veya kağıt oynanıyordu. Babam ertesi güne tüm komşulara çerez , baklava gibi sözler verdi. Babam sevincinden uyumuyor, devamlı hesap yapıyordu. İki kişi bilirse, şu, tek bilirsem şu gibi şeyler söylüyordu. Yani büyük ikramiyedeki paradan kendine düşecek pay üzerine ihtimaller sıralıyordu.
.Annem ertesi gün halıcıdan avans almış. Çerez, baklava filan alınacak ve komşulara dağıtılacak. Hüznü paylaştığımız komşularımızla sevincimizi de paylaşacağız. Babam akşama tüm bu ikramları yaptırıp getirdi ve tüm komşulara bol bol dağıtıldı. Nasıl olsa babam alacağı parayla bu çerezlerin fabrikasını satın alırdı gelecek hafta
Eskiden kontrol elle ve gözle olduğu için spor totodan ikramiye alacakların sayısı ve kaç lira alacakları ancak cuma gününe belli olurdu. Şimdi aynı gün kimin ne kadar ikramiye alacağı belli oluyor.Babam komşularımızdan zor durumda olanları anneme soruyor ve onlara listede para yazıyordu. Komşu ev halkıydı, hatta daha da ileriydi.
Cuma günü radyodan 19.00 haberlerinin ardından sunulan spor proğramında sonuçlar ilan edilecekti. Öteki sokaklarda bile babamın ikramiyesi konuşuluyordu.Sonunda Cuma günü geldi tüm komşularımızla sokakta çay keyfi yapıyoruz. Haberler bitti , sıra spora geldi. ” şimdi spor-toto genel müdürlüğünün bilmem kaçıncı hafta talihlileri ve ikramiye miktarları..13 bilen 628 kişi 81 er lira…..”
O dostlarından 2 kardeşin eski sanayide demir doğrama dükkanları vardı ve evimiz yapılırken pencere demirlerini filan bunlar sevaplarına vermişlerdi babama. Babam hastanedeyken , sokakta beni görünce babamı sordu. Hastanede olduğunu söylüyordum ki annem adamı gördü ve ” …. abi nasılsınız” diye hatırını sordu. Adam spor totoyu duymuştu, annem olayları anlattı. Evin satılmaya çalışılması dahil her şeyi, ama her şeyi.
Babamı ziyarete gittiğimizde evimizin borçlarının ödendiğini, bir kaç güne kadar duvarımızın sıvası için sıvacıların geleceğini öğrendik. O babamın dostu amca bizimle konuştuktan sonra hastaneye gitmiş ve babamdan borç listesini almış. Tüm borçlarımızı ödemiş. Zekatından vermiş. Aslında babama gerçek ikramiye yıllar önce çıkmış ve şimdi bunu tahsil ediyordu. İyi komşu ve arkadaştan daha büyük ikramiye nedir?