Babaannem derdi ki:
“İnsan, kaşı gözü gülen,
oturmayı kalkmayı bilen,
attığı adımı gören,
söylemeyince bilen,
söyleyince dinleyen
bir gıdımlık lokmayı, ağız tadıyla yediren
vefanın küreğini yanında demirleyen,
yüzüne bakınca
“bana bir daha bak” diyen bir eşi olsun ister…
Sessizliğine ses,
yorgunluğuna sağlam bir nefes,
düştüğünde güçlü bir bilek,
doğrusuna yanlışına elek
gölgesinde her daim bitek bir eşi olsun ister…
Kirazı olmayan yaz,
ayazı olmayan güz olur mu?
Pişmemiş ekmek sofraya konur mu?
Yüzünden nakışı gitse de yüreğinde alkışı olsun…
Tadın artsın, tuzun yetsin…
Terin alnına gönül huzuru ile dolsun…
Kötü ata binmektense
yayan yürümek yeğdir…
Sen gönlünü ancak gönlüne denk olana değdir…”
MERAL DEMİR