Roj Name

Bundan yıllar önce

Bundan yıllar önce
14 views
13 March 2025 - 19:25

Bundan yıllar önce, İstanbul’da, bir dönem de mankenlik yapmış, bir kadınla tanışmıştım. Bana mankenlik döneminin çok başarılı geçtiğini ama yaşanılan kötü bir olaydan sonra mesleğini bıraktığını anlatmıştı. Ben de bu kötü olayı o kadar merak etmiştim ki, bir akşam dayanamayıp “Biliyorum, özel bir durum ama sakıncası yoksa bana şu işin aslını astarını anlatır mısın?” diye sordum.

Gülümsedi
“Rakın ve vaktin varsa anlatayım.” dedi.

Zaten geç bir saatti ve ben hemen o heyecanla iki dakikada sofrayı hazırladım. Masaya oturduk ve hanımefendi anlatmaya başladı.

“Tamer’cim, gençliğimde çok alımlı, dikkat çeken bir kızdım. Oturduğumuz mahallede bana aşık olmayan genç yoktu. Ailemin tek kızıydım ve annem babam üstüme titrerlerdi. Maddi durumumuz ne çok iyiydi ne de çok kötü. Ortadirek derler ya, öyleydik işte.

Babam memurdu, annemse ev kadını. Benim okumamı ve çok iyi yerlere gelmemi isterlerdi. Ama ben ne yaptım, bir gün onlardan gizli bir ajansa gittim ve birdenbire kendimi sahnelerde buldum.

Ne olup bittiğini anlamadan manken olmuştum. Ailem bu durumu duyduğunda çok tepki gösterse de, inadım yüzünden kabullenmek zorunda kaldılar. Gel zaman git zaman ben o başarı basamakları derler ya, işte o basamakları birer ikişer çıkmaya başladım. Bana öyle bir özvgüven geldi ki, sorma gitsin.

Bir yandan çevrem değişti, diğer yandan para kazanmaya başladım falan.
Neyse.
Ben annemi babamı dinlememeye, burnumun dikine yaşamaya başladım.

Derken bir gün benden on beş yaş büyük bir herifle tanıştım. Herif nasıl zengin, nasıl para harcıyor benim için, haddi hesabı yok. Bir akşam bana evlenme teklif etti. Daha yaşım yirmi yok. Evet dedim. Evet dedikten sonra da gidip anneme ve babama söyledim. Çok üzüldüler, yapma etme dediler ama nafile. İnatçıyım ya, ille de olacak.

Annem kabul etse de, babam bana darıldı. “Evlenirsen bir daha bu eve gelemezsin.” dedi. Ve ben babamın darılmasına aldırmadan, harala gürele çok lüks bir otelde o herifle evlendim.

Muhteşem bir düğündü.
Bütün tanınmışlar oradaydı ve ben sanki bir masalın içinde gibiydim. Düğünde bir ara babamla göz göze geldik. Babam çok hüzünlüydü. Gülümsemeye çalışsa da, o kederi gözlerinde görüyordum. Ama içimden de ‘Baba işte, normal kaygılanması.’ diyordum.

Düğün bitti.
Davetliler dağıldı.
En son annem ve babam kaldı.

Kapının önünde bekleyen ve bizi balayına götürecek arabaya gitmeden önce anneme sarıldım. Annem dayanamadı. Ağlayarak dışarı çıktı. Koskoca salonda babamla baş başa kalmıştım. Bir süre hiç konuşmadan birbirimize baktık. Ben ‘benim bildiğim babam konuşmadan arkasını döner gider’ diye düşünürken, o titreyen elleriyle ceketinin cebinden buruşmuş bir zarf çıkardı. ‘Al kızım bu zarfı. Eğer bir gün kendini çıkmazda hissedersen, bu zarfı açarsın.’ dedi ve gitti.

Ben elimdeki zarfa bakakaldım.

İçimden ‘Babam işte ya. Bana kızsa da, kesin zarfın içine, lazım olur diye para falan koydu. Ah babam ya, görmüyor musun, ne kadar zengin bir herifle evlendim. Ben de kazanıyorum. Ne gerek var bunlara’ dedim ve zarfı çantama attım.

Balayına gittik, balayından döndük.
Elitlerin oturduğu bir semtte oturmaya başladık. Paraya paraya demiyoruz, öyle yani.

Annemi babamı yıllarca aramadım sormadım. Babamın bana haksızlık ettiğini düşünüp hırs yaptım. Neyse, ilk birkaç yıl bu şatafat devam etti ama nolduysa birden herşey ters gitmeye başladı. Kocamın fabrikası battı. Uyuşturucu kaçakcılığı yaptığı ortaya çıktı. Sonra metresleriyle tanıştım. Evde alkol partileri başladı. Ve en sonunda ben her gece dayaksız yatağa girmez oldum. Öyle ki, bırak mankenlik yapmayı, yüzümdeki morluklardan insan yüzüne çıkamaz oldum. Aynada gördüğüm bana acımaya başlamıştım. Eve haciz geldi. Bir gecekonduya yerleştim. Yerleştim diyorum çünkü evlendiğim adam , mafyadan korktuğu için ortadan kayboldu.

Bir gece yatağın içinde, bir yandan salya sümük ağlayıp, diğer yandan annem ve babamla çekilmiş bir fotoğrafa bakarken, birden aklıma düğün gecesi geldi.

Düğün gecesi babamla son karşılaşmam…
Ve…
ve o zarf!

Hemen yataktan fırladım ve torbalar içinde bir köşeye atılmış kıyafetlerin içinde, gelin çantamı buldum. Evet, babamın bana verdiği zarf orada duruyordu.”

Ben nefes almadan dinliyordum.
“Ne, ne vardı zafın içinde? Gerçekten düşündüğün gibi para mı?”

Gözleri doldu.
Kadehi kaldırdı ve dikişte bitirdi.
Sesi titriyordu.

“Hayır Tamercim.” dedi “Para değil, sadece bir kağıt.”

“Nasıl ya?”

“Evet, beni yıllar sonra kendime getiren ve hayata bağlayan bir kağıt parçası.

Zarfın içinden kağıdı aldım, açtım.
Babam bana bir not yazmıştı.
‘Güzel kızım. Umarım bu zarfı hiç açmamış olursun. Ama şu anda yazdıklarımı okuyorsan, zordasın demektir. Güzel kızım benim, sen bana bakma. Babalık böyle bir şey. Çocuğun yaşlansa bile senin için hep çocuk kalıyor. Hiç büyümüyor. İnan ben yanılmayı çok isterdim. Senin mutluluğunun yanında benim yanılmış olup olmamamın ne değeri var.

Sen iyi değilsin. Bu satırları okurken ağlıyorsun.
Ve sanırım yalnızsın.

Olsun, üzülme. Biz varız.
Gelip sormasan da burada bir ailen var.

Güzel kızım, sen bunları okurken ben hayatta olur muyum bilmiyorum. Ama ne olursa olsun, gel. Sadece bilmeni istedim.

Paspasın altında senin için bir anahtar var. O anahtar hep orada duracak. Biz olsak da olmasak da, senin burada sığınacağın bir evin var. Gel güzel kızım gel.”

Gerisini getiremedi ve ağlamaya başladı.
İkimiz de masada bok gibi olmuştuk. Anlattıkları nasıl da beni yerden yere vurmuştu.

Sonra balkona çıktık ve beraber sabaha kadar gökyüzündeki yıldızlara baktık.

***
Gün olur, çocuklarımız hatalı kararlar verebilir, yanlış yollara girebilir ya da bizlerden uzaklaşabilir. Onlara küsmek, yüzlerine kapıları kapatmak ve arkamızı dönüp gitmek yerine sabırla konuşalım, anlatalım. Belki dinlemezler, belki umursamazlar ama biz yine sevgimizi ve gölgemizi onların üstünden çekmeyelim. Kendilerini kimsesiz ve çaresiz hissetmesinler. Hatalarını anlayıp da geri dönmek istediklerinde, yanıbaşımızda sığınabilecekleri bir yuvaları ve paspasın altında o yuvaların anahtarları olsun.

Özünüze rast gelesiniz.
Sevgiyle.

t a m e r d u r s u n

Sitemizde yayınlanan haberlerin telif hakları rojname.net kaynaklarına aittir, haberleri kopyalamayınız.