Sırrı Süreyya Önder ‘Beynelminel’ filmini çektiğinde bir yazı kaleme almıştım.
Sırrı Süreyya Önder ‘barış’ umudunun arttığı şu günlerde önemli roller üstlendi. Gördüğü kanser tedavisine ve geçirdiği kalp krizine rağmen ülkeye barışın gelmesi için var gücüyle çalışmaktayken aort damarları yırtıldı.
Hayati tehlikesi devam ediyor.
Sırrı Süryya Önder’e geçmiş olsun dileklerimi iletirken 2006 yılında yazdığım ‘Beynelminel’le ilgili yazıyı yayınlıyorum. (ST)
‐‐‐——–‐—————-
Traji – komik bir film: ‘Beynelmilel’
Salim Turgut
Dönem filmleri devam ediyor. Tarihle yüzleşme adına başlayan bu filmler ardı ardına geliyor. Her film tarihin farklı bir yüzünü farklı bakış açısı ile izleyiciye sunuyor.
Dönem filmlerinden en yenisi Sırrı Süreyya Önder’in senaryosunu yazdığı ve Muharrem Gülmez ile birlikte yönettiği Beynelmilel.
Film’de, Cezmi Baskın, Özgü Namal, Umut Kurt, Nazmi Kırık, Bahri Beyat, Meral Okay, Oktay Kaynarca, Dilber Ay ve Kahtalı Mıçı rol alıyor. Filmin başrol oyuncuları Cezmi Baskın ve Özgü Namal’ın başarılı oyunları ile öne çıkarken bunlara genç yetenek Umut Kurt’da katılmış durumda.
Beynelmilel, bizleri 12 Eylül sonrasına, ülkenin sıkıyönetimle idare edildiği döneme götürüyor… 1982 yılında Adıyaman’da bir grup yerel müzisyenin başına gelen traji-komik olayları anlatıyor… 1982 yılı Adıyaman… Askerler darbe yapmış, ülke sıkıyönetimle idare edilmektedir… Yörede ‘gevendeler’ olarak anılan yerel müzisyenler, sokağa çıkma yasağı yüzünden mesleklerini icra edememekte, bu yüzden geçim sıkıntısı çekmektedir… Geçinebilmek için buldukları çözüm hepsinin tutuklanmasına yol açar…
Sıkıyönetim komutanı ‘gevendeler’i serbest bırakır ama, onların çağdaş bir orkestraya dönüştürülmesini ister… Temsili düşman elbiselerinden hepsine birer üniforma uydurulur. Ardından çalacakları marşların listesi verilir… Orkestra, kenti ziyaret edecek olan konsey üyelerine düzenlenecek karşılama töreninde görev alacaktır… Asker zoruyla kurulan orkestra notadan anlamadığı için verilen marşları bir türlü çalamamaktadır. Üniversitede devrimci fikirlerle tanışmış olan Haydar, Abuzer’in kızı Gülendam’a okuması için kitap ve kasete çekmesi için enternasyonal’in plağını verir. Gülendam evde plağı kasete çekerken enternasyonalin melodisi ‘orkestra şefi’ Abuzer’in kulağına hoş gelir ve orkestraya enternasyonali öğretir. Öğrendikleri parçayı sıkıyönetim komutanına da çalıp ve onay aldıktan sonra sıra konsey üyelerini karşılamaya gelir.
Bu arada devrimci sempatizanı olan Haydar, konsey üyelerine karşı mutlaka bir eylem yapma gerekliliğinden yola çıkarak bir arkadaşı ve kendisine sevdalı Gülendam’a fikrini açar. Kentte herkes yalakalık için ‘hoş geldin’ pankartı yazdırmasından dolayı pankart bezi sıkıntısı baş göstermiştir. Haydar ile arkadaşı esnafın konsey üyelerine yalakalık için yazdırdığı bir pankartı boyayıp yeniden slogan yazıp meydanda konuşlanır. Gülendam aşkı için dedesinin sandıktaki kefenini çalarak evlerinde barınan iki pavyon kadını ile içeriğini ve sonuçlarını anlamadan süslü bir pankart hazırlayıp alandaki yerlerini alırlar.
Alana gelen konsey üyelerini karşılamak için orkestra ‘enternasyonal’ marşını çalmaya başlar. Aynı anda Gülendam ve iki pavyon kadını balkonda pankart açar. Haydar ile arkadaşı da kendi hazırladıkları pankartı açma girişimindedirler. Orkestranın ‘enternasyonal’i çalmaya başlamasıyla ortalık karışır ve Haydar öldürülür. Ve orkestranın tamamı ve Gülendam tutuklanır.
Beynelmilel, 12 Eylül’den hareketle Türkiye’de askeri kimlik ve kültürünün toplumumuzdaki belirleyiciliğini sorgulaması açısından çok önemli. Film, 12 Eylül darbesinin eleştirisine giren siyasi bir ‘kara mizah’ örneği. Darbenin ertesinde gündelik hayatın hemen her alanına nüfuz eden militarist uygulamalar üzerinde odaklaşıyor. Militarizmin sıradan insanlar üzerindeki etkisini göstermesi açısından dikkat çekici bir film.
Sırrı Süreyya Önder Beynelmilel ile bize 12 Eylül’ü sıradan insanların bakışı açısı ile veriyor. 1982 yılında Adıyaman’da bir grup yerel müzisyenin başına gelen traji -komik olayları yalın bir dille anlatıyor.
12 Eylül’ün tufanından yırtmış birkaç devrimci sempatizanın cuntacılara karşı bir şey yapamamanın ezikliğini verirken de başarılı grafik çiziyor film.
Abuzer’in kızına vurduğu tokat ve ardından özür dileme sahnesi ile Abuzer’in uyurken keman çalmaktan yara olmuş parmaklarını kızının ilaçlaması filme katılan hüzünlü sahnelerden. Filmin girişindeki gizli gizli yoldan yolcu alan kamyonu izleyen seyircinin gerilimin ardından jandarma operasyonu sonrası yolcularının eğlenmek ve eğlendirmek için kamyona binenler çıkması birden seyirciyi komik bir hava vermesi açısından da ilginç.
Filmin final sahnesi olarak kurgulanan konsey üyelerini karşılama anı tam olarak verilememiş. Bir tarafta orkestranın ‘enternasyonal’i, bir tarafta Gülendam ve iki pavyon kadının cuntacılar aleyhine açtığı pankart ve diğer tarafta Haydar ve arkadaşının açacakları pankart. Konsey üyelerini karanlık bir kişinin ‘komplo var’ diye uyarması ve alanın bir anda toz duman oluşu… Biraz fazla karışık…
Her şeye rağmen yinede Beynelmilel hem gülmek hem de ağlamak isteyenler için ideal bir filmi. ‘Babam ve Oğlum’dan sonra izlediğim en güzel dönem filmi diyebilirim. Hem gülüp hem ağlatıyor. 12 Eylül döneminin sosyal ve siyasal karmaşasının küçük bir Anadolu kasabasına yansımasını gayet temiz ve samimi bir dille anlatmış. Yaşanan büyük acılar ancak bu kadar basit ve sade bir dille anlatılabilinir.
Beynelmilel ilk bakışta komedi filmi gibi görünse de en çarpıcı 12 Eylül ve militarizm eleştirilerinden biri. Şuana kadar kara mizahın bu kadar güzel kullanılabildiği, 12 Eylül faşizminin ve militarizmin bu kadar traji komik bir dille eleştirildiği başka bir film görmedim. Bunun için başta kendisi de 12 Eylül’ün bedellerini ödeyenlerden biri olan Sırrı Süreyya Önder olmak üzere tüm filme katkı sunanları kutluyorum. Elinize sağlık.
Salim Turgut
31.01.2006 / MERSİN