Roj Name

Duyarlılık çoğalır insanca yaşanır

Duyarlılık çoğalır insanca yaşanır
682 views
01 June 2025 - 13:01

Duyarlılık çoğalır insanca yaşanır!

Bir öykü okudum sizlerle paylaşmak istedim.

Gülümse sayfasından alıntıdır.

 

“Oğlum, bir şey almaya gelmedim. Sadece bakmayı seviyorum. Emekli maaşım az, ama burada olmak ruhumu sevindiriyor,” dedi pazarda yaşlı kadın, yumuşak bir sesle.

 

Pazar yeri bir arı kovanı gibi vızıldıyordu. Sıcacık bir temmuz sabahıydı, meyve ve sebze tezgâhlarının arasında kalabalık insanlarla dolup taşıyordu sokaklar. Kimileri pazarlık yapıyor, kimileri gülüyordu; kolları şeftali, domates ve taze otlarla doluydu.

 

Lucas, otuzlarında, kısa sakallı ve yorgun bakışlı bir adam, her hafta buraya gelirdi. Süpermarketleri sevmezdi: her şey orada yapay gelirdi. Oysa pazarda her şey gerçekteydi. Salatalıkların üzerinde küçük dikenler vardı, domatesler güneş kokuyordu ve pazarcıların sesleri sizi sarıp sarmalıyordu.

 

Birkaç meyve seçerken yaşlı bir kadın gördü. Küçük yapılı, narin, koyu renkler giymişti. Elinde eski bir çanta, beyaz saçları topuz yapılmıştı. Sadece bakıyordu. Hiçbir şey almıyordu.

 

Yoluna devam edecekti ki, kadının bakışlarında bir şey onu durdurdu. Kadının bir domatesi alıp burnuna götürdüğünü, iç geçirdiğini ve sonra nazikçe yerine bıraktığını gördü.

 

— Bir şey mi arıyorsunuz? — diye sordu.

 

— Hayır, oğlum. Sadece bakıyorum. Burası sanki bir bahçede yürümek gibi. Her şey hayat kokuyor burada.

 

Lucas boş çantasına göz attı.

 

— Peki ne yemeyi seversiniz?

 

— Şeker gibi domatesleri. Eskiden olduğu gibi. Ve dikenli salatalıkları. Çocukluğumdaki gibi.

 

Lucas, pazarcıya yaklaştı:

 

— Bir kilo domates, salatalık, kabak, patates, havuç, soğan. Biraz da maydanoz ve dereotu.

 

Kadın itiraz etmek istedi ama Lucas başını iki yana salladı:

 

— Bu sizin için. Çünkü başka türlüsü olmamalıydı.

 

— Ama ben hiçbir şey istemedim…

 

— Biliyorum.

 

Kadın, sanki bir hazine alır gibi poşetleri aldı. Ve ağlamaya başladı.

 

— Teşekkür ederim, oğlum. Senin gibiler artık pek kalmadı.

 

— Belki hâlâ vardır… ama iyilik yapmak konusunda biraz daha çekingenlerdir.

 

O günden sonra her salı ve cumartesi buluştular. Meyvelerin arasında dolaştılar, Lucas alışveriş yaptı, sonra bir çeşmenin yanında birlikte çay içtiler. Kadın — Julia Morales — ona savaş zamanlarını, ilk televizyonu, babasının bahçesini anlattı.

 

— Bir torunum var. Uzakta yaşıyor. Nadiren arar. Ama sen… sen bana daha yakın geliyorsun.

 

Lucas hiçbir şey demedi. Sadece elini tuttu.

 

Bir gün Julia gelmedi. Hastanede olduğunu öğrendi. Kalp meselesi.

 

Lucas onu buldu. Julia’nın gözleri parladı:

 

— Geleceğini biliyordum.

 

Her gün onu ziyaret etti. Ona kitap okudu. Pazardan fotoğraflar gösterdi.

 

Bir hafta sonra, Julia gözlerini sonsuza dek kapadı.

 

Bir ay sonra Lucas pazara geri döndü. Domateslerin yanına küçük bir tahta tabela koydu:

 

“Bakmak hiçbir şeye mal olmaz.

Domateslerde mucizeler gören Julia Morales’in anısına.”

 

O günden sonra Lucas başkalarına da el uzatmaya başladı. Alışveriş yaptı, dinledi, eşlik etti. Yavaş yavaş, başkaları da onun gibi davranmaya başladı.

 

Her şey, sadece bakmak isteyen bir kadınla başlamıştı.

Ve bu, dünyanın küçük bir köşesini değiştirmeye yetmişti.

🥀📚🥀

 

Mucizeler yaşatır bazı anlar

Görmeyi bilirsek!

Yürekler zenginleşir ilgiyle

Hüzünler azalır yaşamda!

Bakmakla görmenin

ayırdına ulaşırsak!

 

GÜNLÜK HABER AKIŞI
İftar Sofrası
GÜNLÜK HABER AKIŞI
Tarifi
GÜNLÜK HABER AKIŞI
Bir ayakta durabilsem
GÜNLÜK HABER AKIŞI
Şimal
GÜNLÜK HABER AKIŞI
Cehaleti değer gibi sundular

Sitemizde yayınlanan haberlerin telif hakları rojname.net kaynaklarına aittir, haberleri kopyalamayınız.