Kıymetli Leyla,büyük usta Neşet hocanın babasının sahne aldığı

Kıymetli Leyla,büyük usta Neşet hocanın babasının sahne aldığı

siyah gazete sitesinden alıntıdır Kıymetli Leyla,büyük usta Neşet hocanın babasının sahne aldığı gazinoda çalışıyordu.Babasını izlemeye giden #Neşet #Ertaş,bir gün gazino kapısında Leyla hanıma denk gelir ve o gece ustayı uyku tutmaz Gönlüne bir yıldırım gibi düşen Leyla’yı görmek için her gün gazinoya gitmeye başlar.Leyla’yı her gördüğünde yüreği uyuşan büyük usta,daha fazla dayanamayıp bu dev sevdadan Leyla’ya bahseder. Neşet’i dinleyen Leyla duygularına saygı duyduğunu ama gönlünün onda olmadığını söyler.Aldığı cevaba çok üzülen Neşet hoca, Leylam beni çok üzdün diyememiş de, “ yazımı kışa çevirdin “ diye bir türkü bestelemiş.

Özledikçe yazmış büyük usta.Yazdıkça halkın gönlünde taht kurmaya başlamış.Daha önce hiç kullanılmamış bir dille anlatmış Leylasını halka.Sokak ortasında duran taşları bile Leyla’nın ayağına takılır diye toplarmış bu kusursuz adam. Bir gece o kadar çok özler ki Leyla’yı,sabaha kadar uyumayarak

Niye Çattın Kaşlarını türküsünü besteler.Leyla’nın sebebine bestelediği her eser,koca Türkiye’nin gündemine oturur.Leyla’dan ümidini kesen kor yürekli hoca,eline bağlamasını alıp çaldığı bir akşam üstü gökteki güneşide koynuna alarak çıkıp gelir Neşet’in Leyla’sı.! Şaşırıp kalan usta,ah leylam,sen leylamısın ay mısın der.?

Leyla hanım,bu özel yürekli adamın gökyüzüne yaydığı o kusursuz enerjiye daha fazla kayıtsız kalamayarak teslim olmuştur. Mutluluktan ne yapacağını şaşırmış olan Neşet Ertaş,Leyla’yı orda bırakıp Babasının yanına giderek Leyla’ya olan kıymet yüklü sevdasından bahsetmiş.Bu aşka karşı çıkan baba Muharrem Ertaş,türkücüden gazinocudan gelin olmaz diyerek kovar büyük ustayı.Aylar geçtikçe Leyla’nın aşkı Neşet’in aşkının daha üstüne çıkar.İki aşık birbirini çok severler ve herkesin karşı olduğu bu Sevda’yı evlilikle taçlandırırlar

Birbiriyle konuşmayan Baba ve oğul aynı gazinoda çalışıyorlardı.Bir gün baba Muharrem Ertaş “ evladım “ diye bir türkü besteler Neşet için.İçinde aslı bozuk alma dedim evladım yer alan türküye Babasının Leyla’ya aslı bozuk demesi,Neşet Ertaş’ın yüreğini yangın yerine çevirdi.Kızdı,kırıldı, küstü atasına.Leyla’dan vazgeçmeye niyeti yoktu.Babasına bir türküyle cevap verdi oğlu da.Analar insandır,biz insanoğlu dedi büyük usta.O gecenin sabahı Leyla’nın hamile olduğunu öğrenen Neşet Ertaş,ulu arıyorsan analar ulu,sevmişiz biz onu olmuşuz kulu türküsünü besteler ve ailesiyle bağları tamamen koparır

Sevdiği kadından üç çocuğu olur ustanın.. Neşet’e sevgisi biten leyla bir gün ustayı terk eder..! Aklını yitirmiş gibi gezen bu değerli üstat,boşa mecnun eylemişim ben beni diye bir türkü düşürür herkesin bağrına.Peşine cahildim dünyanın rengine kandım türküsü gelir bir anda.Evvelim sen oldun,ahirim sensin der. Dinlediğiniz türkülerin çok kıymetli olduğunu bilin istedim.Kalp yanarsa yürek olur.Hasret çekmeyen bir kişi iki cümle yazamaz.Yazabilmen için,yanman gerek.! Leyla,Neşet’in ailesinin yaşattığı huzursuzluktan ötürü gitmiştir.! #NEŞET #ERTAŞ ın #LEYLAS

Kıymetli Leyla,büyük usta Neşet hocanın babasının sahne aldığı gazinoda çalışıyordu

Ben 35 yaşında evli ve iki çocuk annesi bir kadınım.

Ben 35 yaşında evli ve iki çocuk annesi bir kadınım. Eşim özel bir şirkette yönetici olarak görev yapıyordu. Eşim de benim yaşlarımda uzun boylu sportif görünümlü, her gören kadının dönüp bir daha bakacağı kadar dikkat çekici, yakışıklı birisiydi. Eşimle üniversitede tanışmış sonrasında da evlenmiştik.

İlk çocuğumuz olana kadar bende eşimle birlikte aynı şirkette çalışmıştım, fakat çocuk olduktan sonra eşim çalışmamı istememiş evde çocuğumuzla ilgilenmemin daha doğru olacağını söyleyince ben de kabul etmiştim. İlk başlarda çok güzel olan evliliğimiz bir süre sonra heyecanını yitirmeye başladı. Ben bu konuyu ne zaman eşime açsam, “beni eskisi kadar sevmiyorsun” desem hemen itiraz eder öyle bir şeyin olmadığını söylerdi. Kadınlığın fıtratından olsa gerek eşimin benden her geçen gün daha da soğuduğunu görebiliyor ve bundan da rahatsız oluyordum.

Sonuçta ben onunla severek evlenmiştim ve ona da iki çocuk vermiştim. Bana soğuk davranmasını kabullenmem mümkün değildi. Eşimin beni başka birisi ile aldatıyor olduğunu düşünmek bile beni aşırı derecede rahatsız ediyordu.

Eşim artık son zamanlar eve geç gelmeye başlamıştı, her gün iş yerinden bahaneler üretiyor, yoğunluktan falan bahsediyordu. Geçmişte eşimin iş yerinde çalışmış olmam nedeniyle samimi olduğu bir arkadaşa sorduğumda ise eşimin iş yerinden herkesten önce ayrıldığını, hatta son bir ayda kendisinin birçok defa mesaiye kalmış olmasına rağmen eşimi hiç mesaide görmediğini söylemesiyle şüphelerim iyice artmıştı.

Bu işte bir iş vardı, eşim beni birisi ile aldatıyordu, buna kesin olarak inanıyordum ama kim olabileceği hakkında aklıma kimse gelmiyordu. Eşimi araştırmaya başladım. Eşim geç gelip yatınca cep telefonunu ve elbiselerinin ceplerini falan karıştırdım. Cep telefonunda bulduğum bir şeyle hayatımın şokunu yaşadım.

Eşimin cep telefonunda bir uygulama vardı. Uygulama Türkiye’de ustaların genellikle kullandığı, iş bulma uygulamasıydı. Ustalar bu uygulama üzerinden kendilerine gelen işlere gider, işleri yapar paralarını alırlardı. İncelediğimde eşimin bu uygulamada kendisini bir elektrik ustası olarak kaydettiğini fark ettim. Hayretler içerisinde kalmıştım, eşim çalıştığı şirkette yüksek maaşla çalışan yönetici kademesinde birisiydi.

Neden böyle bir yola girmişti ki? Acaba benim bilmediğim bir borcu falan vardı da ek iş yapmak zorunda mı kalıyordu. Anlamakta zorlandım, birkaç gün bunu düşündüm durdum. O uygulamadan ben de kendi telefonuma yükledim, eşimin neler yaptığına bakmak istemiştim. Elektrik mühendisi olduğu için yarı zamanlı elektrik işleri yapılır şeklinde bir açıklama ile hesap oluşturduğunu fark ettim. Eşim elektrik işlerinden anlardı, fakat kendi evimizde bile eline bir tornavida bile almaz, en ufak işte dışarıdan usta çağırırdı. Hatta birkaç ay önce küçük bir priz değişimini bile yapmamış usta çağırmıştı.

Çok garip bir durumdu. Eşim yine bir gece uyurken cep telefonunu yine elimde aldım ve incelemeye başladım. Telefonu incelediğinde eşimin aslında ikinci bir telefon hattı olduğunu fak ettim, bana bundan hiç bahsetmemişti. Anlaşılan o ki sırf o uygulama için bu hattı almıştı ve oradan gelen iş çağrılarına bu telefon üzerinden dönüş yapıyordu.

Zaten uygulamada da o numara yazılıydı. Bu uygulama üzerinden ne kadar kazandığı ve kimlere iş yaptığını incelerken çok dikkatimi çeken bir şey oldu. Eşim neredeyse bu uygulama üzerinden hiç para kazanmamıştı. Tamamlanmış işlerde gözüken ücretlendirmeler neredeyse sembolik basit rakamlardı. Kimlere iş yaptığını incelediğimde ise hayatımın şokunu yaşamış ve asıl amacını o an anlamıştım.

Uygulamada ustanın resmi kısmında eşimin yüzü tam gözükmeyen, ama vücut yapısı boyu ve kaslarını açık bir şekilde ortaya çıkaran bu iş için özel çekildiği her halinden belli birkaç fotoğraf vardı. Biraz daha incelediğimde eşim gelen birçok iş talepleri içerisinden sadece bayan ismi ile açılmış işler için geri dönüş yaptığını, bayanların işlerine gittiğini, diğerlerine ise cevap bile vermediğini fark ettim.

Artık iyice kanaat getirmiştim ki; eşim bu uygulamada ek iş yapıp para kazanmak için bulunmuyor, farklı bir amaç için burada yer alıyordu. Bunu mutlaka ortaya çıkarmalıydım. Ben de hemen kendime gerçek olmayan bir isimle aynı uygulamadan hesap oluşturdum. Çok eskiden tanıdığım fakat eşimin tanımadığı, samimi olduğum bir arkadaşıma durumdan bahsettim ve ondan yardım istedim. İletişim bilgileri vs onun bilgileri olacak şekilde hesap oluşturduk.

Bir süre sonra eşim için bir iş talebi oluşturduk ve geri dönüş yapmasını bekledik. Çok beklemeden eşimden geri dönüş geldi. İşin ne olduğu ile alakalı detaylı bilgi istiyordu. Biz de birkaç prizin yerinden çıkmış olduğu için tehlike arz ettiğini, bunları düzeltmesi için usta aradığımızı yazdık.

Eşim uygulama üzerinden zor olduğunu uygun görürsek şahsi numarasını verebileceğini, Whatsapp’tan görüşebileceğimizi söyledi ve bize bir numara gönderdi. Göndermiş olduğu numara ikini hattına ait numaraydı. Tam tahmin ettiğim gibi olmuş, ikinci hattı sırf bu iş için özel olarak açtığı anlaşılmıştı. Bir süre sonra Whatsapp’tan yazışmaya başladık. Eşim bahsettiğimiz işlerin çok basit işler olduğunu söyleyip, “eşiniz evdeyse çok basit bir şekilde yapabilir” diye yazdı.

Aslında niyeti belliydi. Karşısında ki bayanın kiminle beraber yaşadığı, evli mi bekar mı olduğu hakkında bilgi sahibi olmaya çalışıyordu. Bir süre sohbet edip iş ve şahsı hakkında bilgiler aldıktan sonra arkadaşımın yalnız yaşayan bir bayan olduğuna kanaat getirmiş olacak ki akşam saat 18’de gelebileceğini belirtti. Eşimin arkadaşımla sohbeti çok dikkatimi çekmişti, o kadar nazik ve dikkat çekemeye çalışır hali vardı ki bunu anlamamak imkansızdı. Eşimin bu yol ile özellikle yalnız yaşayan bayanlar ile ilişki geliştirdiği ve onlarla birlikte olup beni aldattığı her halinden belliydi. Arkadaşıma beni bilgilendirmesini söyledim ve ondan haber beklemeye başladım. Acaba eşim, arkadaşımın evine gidip ne yapacaktı çok merak ediyordum.

Eşim arkadaşımın evine gidince evde gösterilen ufak tefek birkaç iş yapıp, arkadaşımla detaylı bir şekilde tanışmış. Arkadaşımın söylediği beni çok tedirgin etmişti. “Eşin o kadar çok cilve yapıyor ki, karşımdaki erkeğin senin eşin olduğunu ve bu işte ki niyetimizi bilmesem etkilenmem elde değildi” diyor.

 

Bu olaydan sonra ki gün eşim arkadaşımı arıyor ve dün küçük bir ölçüm cihazının kaybolduğunu, en son onun evinde kullandığını, girişte ki dolabın üzerinde unutmuş olabileceğini söylüyor. Arkadaşım bahsettiği dolabın üzerine baktığında ise bahsettiği cihazı orada buluyor. Anlaşılan o ki eşim tekrar irtibat kurabilmek için unuttum numarasını bilerek yapıyor.

Eğer uygun görürse akşam gelip cihazı alabileceğini, ikram ederse de bir kahvesini içebileceğini esprili bir dille söylüyor. Bu konuşmadan sonra arkadaşım beni aradı ve ne yapayım dedi. Ben de kabul et ben de akşam size geleyim dedim. Arkadaşım eşimi akşam hem cihazı alması hem de bir kahve ikram edebileceğini söylüyor. Akşam saat 19 için randevulaşıyorlar, eşim bu sefer iş tulumu ile değil daha spor kıyafetlerle arkadaşımın evine gidiyor. Eşim eve girdikten bir süre sonra ise ben vardığımda eşimi arkadaşımın oturma odasında ona yakın olabilecek şekilde oturmuş şekilde buldum. Sonrasında boşanma sürecimiz başladı.

O hala paraya ihtiyacı olduğu için ek iş olarak bu işi yaptığını iddia ediyor ve beni aldatmadığını söylüyordu. Ama mahkeme benim iddialarımı dikkate alıp, uygulama geçmişini ve telefon görüşmelerinin geçmişini inceletip tüm gerçekliği ortaya çıkardı. Yaklaşık 2 yıldır yüzden fazla kadınla bu şekilde ilişki kurduğu ortaya çıktı.

Avukatım o bayanlardan birçoğu ile görüştüğünde onlardan bazıları ilişkisini hala sürdürdüğünü ve bazıları ile de gayri ahlaki ilişki içinde olduğunu öğrendik. Kendisini öyle kötü bir fantaziye kaptırmıştı ki anlatmak gerçekten zordu.

Vicdan Doktoru

Büyük bir hastane de doktorluk yapan Rıdvan Bey; son derece dürüst etrafça sevilen çalışkan, işinin en iyisini yapan namazını hiç aksatmayan Allah’ın sevdiği kullarından biriydi. Kolay kolay sinirlenmezdi. Öfkesine yenik düşmez mutlaka düşünür sonra hareket ederdi.

Daima vicdanıyla hareket eder başına ne gelirse gelsin Allah’ın taktiri olduğunu düşünürdü. Bir yanlış odlumu ya da başına gelen bir olaydan ibret almasını iyi bilirdi. Etrafındakileri de bu konuda çok uyarırdı.

İnsanlarla sohbet etmeyi severdi. Bazen insanlar onun nasihatlerinden faydalanmak için muayenesinde onu ziyaret ederdiler. İyi bir akıl hocasıydı diyebiliriz. İşte böyle bir insandı Rıdvan Bey.

 

Oğlunun da böyle yetişmesini Allah’ı severek tanıyarak sünnetlerle hayatını bağdaştırması gerektiğini öğretmeye çalışıyordu. Oğlu Hamza, 3. sınıfa gidiyordu. Ona karne hediyesi olarak bilgisayar almıştı.

 

Bilgisayar Hamza’ya birçok bilgi katabilirdi. Merak ettiği her şeyi rahatlıkla araştırıp çözebilirdi. Akşam eve gelince oğluna bilgisayarı öğretip beraber bilgisayar da zaman geçiriyorlardı. Ama korkusu da vardı.

Ya bilgisayara dalıp görev ve sorumluluklarını unutursa. Zamanla babasının endişeleri gerçekleşmeye başladı. Hamza daha fazla zaman geçirmeye başladı farklı sitelerde sörf yapıp vaktini boşa harcıyordu.

 

Rıdvan Bey iki defa uyardı oğlunu ama şeytan bir türlü Hamza’nın yakasını bırakmıyordu farklı farklı yerlerde uğraşıp zamanını gereksiz harcamaya devam ediyordu. Saatlerce bilgisayarın başından kalkmıyordu.

 

Öyle ki akşam babası eve geldiğinde ona kapıyı bile açmıyordu. Rıdvan Bey çok büyük suçluluk hissediyordu. Çok pişman olmuştu.

Oysaki bilgisayarı alırken daha farklı olumlu düşünceleri vardı. Kültürünü genişletir. Merak ettiği konuları araştırır diyordu ama çok yanılmıştı.

İşte şeytan bir kez daha Hamza’yı kandırdı. Oysaki o vakti kitap okuyarak biriken ödevlerini yaparak geçirebilirdi. Odasını toplayıp ailesiyle daha kaliteli zaman geçirebilirdi. Oysa zaman ne ki gelip geçer en değerli sevdiklerimiz her zaman yanımızda olmayabilir.

Büyüdükçe işler güçler çoğalır aile özlemi kurarız. Yanı sıra küçükken öğrendiğimiz bilgiler ilerde birçok alanda işimize yarayabilir. Bu boş uğraşlar şeytanın ufak tefek oyunları. Rıdvan Bey böyle bir şeye sebep olduğu için pişmanlık içindeydi.

Akşam eve geldiğinde Hamza bilgisayarın önünde sızmıştı. Rıdvan Bey hemen bilgisayarın fişi çekip kapattı bu duruma bir son vermeliydi.

Ve oturup oğluyla çok güzel sohbet ettiği ilerde hayatının bazı dönemlerine etki edecek yanlışları yapmamasını boş işlerden uzak durması gibi değerli öğütler verdi. Hamza da can kulağıyla babasını dinliyordu.

Hamza’nın aklından çıkmayacak en büyük nasihat şuydu.

“Oğlum her zaman ben senin yanında olamam artık iyi olanı yanlış olanı sen ayırt etmelisin ve yolunu sürdürmelisin. İç sesini dinlemelisin ama iki iç ses vardır biri senin vicdanın diğeri şeytanın.

Şeytan seni hep savurur boşluklara atar. Ama vicdanın seni her zaman altın tahta götürür. Vicdanın beyninle beraber olsun” demiş.

 

 

YORUM ALANI

Yorum Yok
YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.